İçeriğe git

Ana menü:

KENTLEŞME GELİR KAYNAKLARI

KÖYÜMÜZÜ TANIYALIM

SOSYAL DEĞİŞME, KENTLEŞME EĞİLİMLERİ:

Günümüzdeki sosyal değişme, toplum yapısında ki farklılaşama veya başkalaşma olarak tanımlanmaktadır. Her toplum belirli derece bir değişme içindedir. Bu yüzden çağımızda değişmeyen, statik bir toplum düşünmek mümkün değildir.

Şu halde yukarıda ki görüşe göre, her toplum sürekli bir değişmeye tabidir. Sosyal değişmenin biricik motifi kültürdür ve kültür sürekli canlı bir organizma gibi değişme halindedir. Her kültürde sürekli değişme halinde olmakla beraber, kültürü meydana getiren unsurların hepsi aynı zamanda ve aynı hızla değişmez. Bununda sebebi şudur; değişme halinde olan bir kültürle bazı unsurların hızlı değişmesi, bazılarının yavaş değişmesi ve gecikmesi kültür unsurları arasında ki ilişkiye bağlıdır. Kültür unsurları maddi ve manevi olmak üzere iki kısımda incelenmektedir. Maddi ve manevi kültürler arasındaki ilişkiler ve bu unsurların değişmesini sağlayan etkenler birbirinden çok farklı ve çeşitlidir. Başka bir anlatımla; coğrafi çevre farklılığı, teknolojik gelişmeler ve toplumlar arasında ki kültürel ayrılıklar toplumsal değişmeyi oluşturan unsurlardır. Bütün bu etkenleri toplumsal değişme üzerinde ayrı ayrı etkisi vardır. Coğrafi çevrenin sahip olduğu doğal kaynaklar ile çeşitli imkanlar ve imkansızlıklar, teknolojik gelişmeler ve bu gelişmelerin üretim hayatında ki rolü, toplumun alışkanlıkları, zihniyeti tutum ve davranışları sosyal hayatı etkileyici ve değiştirici unsurları olarak kabul edilir.

Toplumumuzda sosyal değişmeler, özellikle 18. yy başlamış, teknolojik ve sosyal etkiler Batı’dan gelmiş, tutum ve zihniyeti, alışkanlıkları farklı olan toplumumuzda, serbest veya güdümlü değişmeler meydana gelmiştir. Böylece ülkemizde geleneksel toplum yapısından, modern toplum yapısına geçen ve gelişmeye yönelen bir toplum oluşumu başlamıştır.

Ülkemizde toplumsal değişmelerin hızlı ve canlı olarak yaşandığını kabul edersek, Kuyudere köyünün de bunlardan birisi olduğunu göz ardı etmememiz gerekir. Çünkü köy yollarının yapılması, ulaşım ağının gelişmesi, köylünün uydu bağlantıları ile tüm Türkiye’yi rahatlıkla izliyor olması, köylülerin devamlı ilçeye veya şehre (Malatya, İstanbul, Ankara) gitmeleri köyle şehir arasında görünmeyen bir organik bağ oluşturmuştur. Bu bağ kent değerlerinin köye taşınmasına neden olmuştur.

Köy kent bağlantısının kurulması ile kente ait araç, eşya, kıyafet ve davranışlar köye girmiştir. Örneğin; genç kız ve erkeklerin şehirdeki giysileri (kot-kumaş pantolon, bady, şort vb.) giyinmeleri, genç kızların tülbent kullanmamaları bu değişimin köylüde (özellikle gençlerde) görülen en belirgin fiziki değişim özellikleridir.

Köy-kent bağlantısının kurulması, tarım teknolojisine ait gelişmelerin yakından izlenmesini mümkün kılmıştır. Son teknolojiye sahip tarım araç ve gereçlerinin(traktör, mibzer, biçer döver, kimyasal gübreler, ıslah edilmiş ve geliştirilmiş tarımsal ürünlerin kullanılması…vs.) kullanılması köydeki tarımla uğraşan kesimin üretimini artırdığı gibi, bu artışa bağlı maddi gelirin artması ve sosyal-teknolojik değişimi de beraberinde getirmiştir.

Tarımsal teknolojinin gelişmesiyle üretimin eskiye göre artması ve bazı ürünlerin(buğday, arpa, nohut, kaysı, üzüm) ticari amaçla üretime girişilmesi köyde ekonomik gelişmeyi sağlamış, fakat bu gelişme sosyal tabakalaşma ve sınıf farkları yaratmamıştır. Bunun başlıca nedeni; şimdilik tarım topraklarının aileler arasındaki dağılımında büyük bir dengesizliğin görülmeyişidir.

Kitle iletişim araçlarının(telefon, cep telefonu, uydu bağlantılı televizyonlar… vs.) köyde yayılması insanların günlük olaylardan haberdar olmalarını sağlamakta ve dünya görüşlerinde ile toplumsal tutumlarında değişmelere yol açmıştır.

Köydeki bütün çocukların(kız-erkek) taşımalı eğitimle ilçede ki okula gitmeleri köydeki eğitim insan oranını, buna bağlı olarakta köydeki gelişmişliği artırmaktadır. Gençlerin ilköğretimden sonra lise ve üniversiteye gitmeleri, yüksek öğrenim yapmaları, köy topluluğunda eğitim düzeyinin yükselmekte olduğunu gösterir.

Köy topluluğundaki kültürel gelişmelere ve kentle ilişkinin artmasına rağmen köy toplumunun bir kısmı kent hayatını arzu etmekte, bir kısmı da hiç istememektedir. Görüşme yaptığım köylüler arasında kente de yaşamayı arzu edenler, etmeyenlerle hemen hemen aynı orandadır. Köyde yaşamayı isteyenlerle ile istemeyenlerin kendi açılarından geçerli sebepleri vardır. Kentte yaşamayı istemeyenler; kent hayatını bugün için çeşitli sıkıntılara yol açtığını, kentte köyden daha iyi yaşama şartlarını bulabileceklerini sanmadıklarını, kent hayatının ise bir meslek sahibi olmayı gerektirdiğini, kendilerinin bir meslekleri olmadığını ifade etmişlerdir. Kent hayatını isteyenler ise; kentte, köyden daha iyi yaşama şartları ve geçim kaynakları bulabileceklerini, kentte çocuklarını meslek sahibi yapabileceklerini ileri sürmüşlerdir.

GELİR KAYNAKLARI:

Kuyudere köylülerinin gelir kaynaklarına bakacak olursak; gelişmiş bir tarım ve hayvancılık yönteminin uygulanmadığını görmekteyiz. Bu da köy insanları arasında ekonomik bir tabakalaşmamanın oluşmamasının sebebi olarak belirtebiliriz. Yani fakir, orta ve zengin insanların ayırt edilemediği bir sosyal düzen oluşturmuştur. Toplam 40 hanelik Kuyudere köyünün Kuyudere köyünün ekonomik yapısı en başta hayvancılığadayanmaktadır.

Köylüler çayırları ve bazen de küçük tarlaları tırpanla biçmektedirler.

Tarım:

Tarım topraklarının aileler arasında dağılışında büyük bir orantısızlık bulunmaktadır. Buna rağmen çalışan nüfusun önemli bir çoğunluğu tarım ve hayvancılıkta çalışmaktadır. Köyde toplam 4530 dekar alan tarım arazisi olarak her yıl kullanılmaktadır. Aynı yıl 4500 dekarlık alan ise nadasa ayrılmaktadır. Tarım araçları içinde en önemli araç traktördür( toplam 7 adet). Bunun haricinde; pulluk, mibzer, biçerdöver, saman makinesi artık köyün vazgeçilmez tarım aletleri olmuştur.

Kuyudere köyünde; buğday( akbaşak, kundur, sarı bursa), arpa(tokak 157-37), nohut(İspanyol), fiğ köylülerin vazgeçilmez tarım ürünleridir. Bunlardan sadece nohut, kısmen arpa ticaret için ekilirken, diğer ürünler eldeki miktara yani eldeki fazlaya göre satılır.

Hayvancılık:

Köyde hayvancılık tarıma ek, yani destek olarak yapılmaktadır. Köydeki hayvan sayıları devamlı olarak değişmektedir. Özellikle koyun sayısında bir azalma görülürken, sığırcılık ve arıcılık yapan aile sayısının arttığı görülmektedir. 1997 sayımlarında 750 olan koyun sayısı artık 200-250 civarında iken, büyük baş(inek) hayvan sayısı 200 civarına kadar çıkmıştır. Yer yer ticaret amaçlı 15-20 taneyi geçmeyen büyük baş hayvanla(dana-tosun) entansif hayvancılık yapılmaktadır.

Ayrıca köyde meyve ve sebzecilik gelişme aşamasındadır. Özellikle kayısı dikiminde ve üretiminde büyük bir artış görülmektedir. 20-50 kök kaysıları olan köylüler, yılda yaklaşık 1-2 tonu civarında kuru kayısı elde etmektedirler.

Köyde dikkat edilmesi gereken bir özellik tarım, sebzecilik ve meyvecilikte karın genellikle ürün fazlasından(kayısı hariç) elde edildiği.


İçeriğe dön | Ana menüye dön